-
1 çamaşır suyu
Flüssigwaschmittel nt -
2 çamaşır suyu
n. bleach, bleacher, sodium carbonate -
3 çamaşır suyu
zerav -
4 çamaşır suyu
гыкIэпс -
5 çamaşır suyu
bleach -
6 çamaşır suyu kullanmayın
Do not bleach. -
7 çamaşır
çamaşır Wäsche f; Waschtag m;çamaşır makinesi Waschmaschine f;çamaşır suyu (chlorhaltiges) Bleichmittel n;çamaşır tozu Waschpulver n;çamaşır yıkamak Wäsche waschen;çamaşıra gitmek als Wäscherin arbeiten gehen;iç çamaşırı Unterwäsche f -
8 çamaşır
"1. dirty laundry, dirty clothes, laundry. 2. underwear; underlinen, linen. - asmak to hang out the laundry. - değiştirmek to change one´s underwear. - dolabı linen cupboard, linen closet, linen press. - günü washday. - ipeği embroidery silk. - ipi clothesline. - kazanı washpot. - leğeni washtub. - makinesi washing machine. - mandalı clothespin, Brit. clothes-peg, peg. - merdanesi clothes wringer. - sepeti 1. laundry basket (for clean laundry). 2. dirty-clothes hamper. - sıkmak to wring laundry. - sodası washing soda. - suyu liquid bleach, bleach. - teknesi laundry tray, laundry tub, set tub, washtray. - tozu washing powder. - yıkamak to wash clothes, do the laundry, do the wash." -
9 su
su <- yu> Wasser n; Saft m;su baskını Überschwemmung f; Hochwasser n;su etmek leck sein;su geçirmez wasserdicht;su gibi akmak wie im Flug vergehen; viel trinken, fam saufen;su gibi bilmek aus dem Effeff wissen;su gibi gitmek Geld dahinschmelzen;su gibi konuşmak (okumak) fließend sprechen (lesen);su götürmemek fig auf der Hand liegen;su götürmez unumstritten, offenbar;-in su götürür yeri olmamak unumstritten sein;su ısıtıcı Warmwasserbereiter m;su içinde mindestens;su içinde kalmak in Schweiß gebadet sein;su işleri Bewässerungsarbeiten f/pl;su katılmamış fig reinsten Wassers;su kayağı Wasserski n;su kayağı yapmak Wasserski fahren;su koyuvermek Saft ausscheiden; fig die Flinte ins Korn werfen; einen Lachanfall bekommen;su seviyesi Wasserspiegel m;su yüzüne çıkmak offenbar werden;su yatağı Wasserbett n;sudan ucuz spottbillig;suya düşmek fig ins Wasser fallen;suya sabuna dokunmamak fig heikle Dinge vermeiden;suyun başı Quelle f;-in suyuna gitmek, suyunca gitmek jemandem nicht widersprechen;suyunu çekmek Wasser absorbieren; fig Geld usw verbraucht werden;çamaşır suyu (chlorhaltiges) Bleichmittel n;maden suyu Mineralwasser n;mide suyu Magensaft m
См. также в других словарях:
çamaşır suyu — is. Çamaşırların beyazlamasını ve kolayca temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşimli su … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğada — is., esk., İt. bucata 1) Küllü veya sodalı su ile çamaşır yıkama 2) Yıkanmak üzere hazırlanmış çamaşırın üzerine sıcak kül suyu süzme işi Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
soruşmak — 1. nsz, hlk. 1) Emilip yok olmak Derenin suyu soruştu. 2) Çamaşır kurumaya başlamak 2. nsz Birine sormak … Çağatay Osmanlı Sözlük